1.ÇELİKLERİN ISIL İŞLEMLERİ
Bütün ısıl
işlem usullerinin gayesi, malzemenin özelliklerini istenilen şekilde
değiştirmektir. Hazırlanmış veya yarı hazırlanmış parçalar da, ısıl işlem
gördüğü için, işlem sonunda parçaların dış şekli değişmemelidir.
Bütün özellik değişmelerine iç yapı değişmeleri
neticesinde varılır.
İç
yapının Özellik
değişimi Usül
değişimi
Kristal
kafesinin Kayma
direncinin Su verme sertleşmesi
bozulması artması sertlik
Tane
büyüklüğü ve Şekil
değiştirme kabili- Yumuşatma tavlaması
şekli yetinin
iyileşmesi
(talaşsız ve talaşlı)
Bir kristal
çeşidinin iç Kesit üzerinde daha
iyi Diffüzyon tavlaması
yapıya hakim
olması bir düzen
Yüzeye
alaşım elementi Farklımerkez ve dış
ke- Yüzey tabakası
verilmesi
veya yüzeyden nar özellikli
parçalar serleştirmesi
alaşım
elementinin
çekilmesi
(diffüzyon).
Bu ısıl
işlemler çeliğin katı haldeki dönüşümleri neticecesi mümkün olmaktadır (demir –
karbon denge diyagramında görüldüğü gibi). Dönüşüm sıcaklıkları malzemenin
ihtiva ettiği karbon miktarına bağlıdır. Bu nedenle dönüşümler için belirli
sıcaklıklar verilmez. Dönüşüm sıcaklıkları ancak demir – karbon diyagramındaki
eğrilerle belirtilebilir. Diğer bir belirleme imkanı ise, dönüşüm noktalarını
indislerle göstererek mümkündür.
Isıl
işlemlerdeki olayları basitleştirebilmek için, dönüşüm noktalarının, şu
kısaltmalarla gösterilmesi kararlaştırılmıştır.
Ac4 Ar4
Ac3 Ar3
Ac3 Ar3
Ac1 Ar1
Accm Arcm
Burada; A
= Arret =
Bekleme veya kırılma noktası
C
= chauffage = Isıtma
r = refroidssement =
Soğutma
cm = cementite =
Sementit
Ar3:
Soğuma sırasındaki durak noktası A3 (refroidissement), ferrit
teşekkülünün başlangıcı, (dönüşümü GSK eğrisi).
Ac3:
Isınma sırasındaki durak noktası A3 (chauffage), ostenit
teşekkülünün sonu, (dönüşümü).
Ar1:
Soğuma sırasında ostenitin parçalanması ve perlit teşekülü (PSK- eğrisi).
Ac1:
Isınma sırasında perlitin ostenite dönüşmesi.
Arcm :
Soğuma sırasında sementit teşekkülünün başlaması
Accm
: Isınma sırasında sementit parçalanmasının sonu
Praktikte
ısınma sırasındaki dönüşümlerin histeresiz nedeni ile demir karbon diyagramının
gösterdiği sıcaklıklardan yaklaşık 20 daha yüksek sıcaklık ta vuku bulduğunu unutmamak gerekir.
Soğuma sırasında da aynı nedenledaha daha düşük sıcaklıta dönüşüm olur.
Bunundışında kullanılan teknik çelikler karbonla beraber çelik refakat elementleri
(manganez, silisyum vs.) veya alaşımlı çelik iseler, büyük oranda alaşım
elementleri ihtiva ederler. Bu elementlerde durak noktalarını aynı şekilde
kaydırırlar. Alaşımlı çelikler için dönüşümler kısmen bu bölümde verilen
sıcaklıklardan farklı sıcaklıklara sahiptirler.
Isıl
işlemlerin önemli üç çeşidi şunlardır:
1-
Tavlama
2-
Sertleştirme(Su verme)
3-
Isıl işlem (Meneveşleme) tavlaması
1.1. Tavlama:
Tavlama
malzemenin solidus eğrisi altındaki belirli sıcaklığa kadar ısıtılmasına bu
sıcaklıkta bekletilmesine ve sonradan da soğtulmasına denir. Tavlamanın
gayesine göre kesin belirlenmiş sıcaklıklar ve süreler tespit edilmiştir, Şekil:1.a.
EN ÖNEMLİ TAVLAMA İŞLEMLERİ:
En önemli
tavlama işlemleri şunlardır:
1-
Diffuzyon tavlaması
2-
Normalize tavlaması
3-
Taneleri irileştirme tavlaması
4-
Yumuşak hale getirme tavlaması
5-
Gerilmeleri giderme tavlaması
6-
Rekristalisazyon (Yeniden kristalleştirme tavlaması)
1.1.1. Diffüzyon Tavlaması
Çözülebilir
bileşenlerin iç yapıda düzenli bir şekilde dağılmasını sağlamak amacı ile
yapılır. Mesala, segrasyonların yapı içerisindeki dengelenmesi gibi.
Yüksek
sıcaklıklarda, çelik bir çok maddeleri çözündürme kabiliyeti olan ostenitten
meydana gelir. Yüksek sıcaklıkta atomlar, yabancı atomların bulunmadığı
bölgelere doğru hareket ederler. Bu diffuzyon olayı için zaman gerekir. Yapının
tamamen dengelenmesi mümkün değildir; zira atomlar hareketleri için gerekli
kuvveti konsantrasyon farkından kazanırlar. Yabancı atomların daha önce işgal
edilmemiş bölgelere hareketleri ile bu fark azalınca diffuzyon için gerekli
kuvvetde azalır. Bu nedenle atomlar zamanla çok yavaş hareket etmeye başlarlar.
Ancak sonsuz uzun bir dıffuzyon süresinden sonra yapıda tam bir dengelenme
meydana glebilir. Ekonomik nedenlerden 40 saat üzerindeki tavlama süreleri
uygulanmaz.
Konsantrasyon faklılıklarının dengelenmesi:
Diffuzyon
tavlaması sırasında Örneğin: Kristal lifleşmeleri gibi konsantrasyon
farklılıkları giderilir. Bunun için malzeme, solidüs eğrisinin hemen altındaki
sıcaklığa kadar ısıtılarak, uzun süre bu sıcaklıkta bekletilir. Bu sıcaklık
çeliklerde karbon miktarına göre
1050-1300
Katı maddelerin dağılımı:
Diffüzyon
tavlaması sırasında, kristal lifleşmesi giderilir iken, aynı zamanda artan
tavlama süresi ile iç yapıdaki dendritlerin, yavaş yavaş kaybolduğu görülür.
Bunun yanında makroskobik blok lifleşmesi, diffüzyon yolunun uzunluğu nedeniyle
ekonomik bir ısıtma süresi içinde giderilemez. Buna rağmen diffüzyon tavlaması,
fazla yabancı madde ihtiva etmeyen çelikler için uygun olabilir. Çünkü bu
sırada yabancı maddeler bir araya toplanırlar veya çözünebilirler. Aksi halde
bu maddeler, tane sınırlarında çok ince olarak ayrışıp, primer tane sınırları
yırtılmalarına sebep olabilir.
Diffüzyon tavlamasının zararları:
Diffüzyon
tavlamasında, taneler çok fazla irileşir. Bu nedenle malzemeye, normalize
tavlaması yapılarak, yeniden ince tanelerin oluşması sağlanmalıdır.
Çeliklerin
diffüzyon tavlaması sırasında cidar bölgelerindeki karbonun, yanarak veya
diffüzyonla azalmasını önleyebilmek için, soy gaz içerisinde veya çelik talaşı
içine gömülerek korunması gereklidir.
Şekil:1 Diffüzyon tavlaması
a- Tane sınırındaki sülfür segregasyonu. b-
Tavlamadan sonraki iç yapı. [2]
Uygulama alanı:
Diffüzyon
tavlaması yüksek miktarda kükürt ihtiva eden otomat çeliklerine uygulanır.
Haddelenmiş yapılar tane sınırlarında sülfür segregasyonları ihtiva ederler (Şekil 1.a). Bunlar diffüzyon tavlaması
ile daha ince ve düzenli şekilde yapıya dağılırlar. Alaşımlı çeliklerde kısmen
segregasyonlar gösterirler. Alaşım elementlerinin yüksek sıcaklıkta eriyen
karbürleri eriyik içerisinde ilk olarak katılaştıkları için kaba birinci
kristalleri meydana getirirler. Diffüzyon tavlaması ile bunlar kesit içerisinde
daha düzenli olarak dağılırlar, Şekil:1.b.
Bu nedenle çözündürme veya dağıtma tavlaması terimleri kullanılır.
Şekil:2 Diffüzyon tavlaması, tavlama sıcaklığının segregasyonların dağılımına etkisi.
a-
Dökülmüş b- 1000’da tavlanmış c-
1100’da tavlanmış d-1200’da tavlanmış [2]
1.1.2. Normalize Tavlaması
Normalize tavlamasının gayesi:
Normalize
tavlaması yapmak için çelik Ac3 sıcaklığından itibaren 20-50 daha yüksek sıcaklığa
kadar ısıtıldıktan sonra, sakin havada soğutulur. Böylece iki defa KÇK dönüşümü yapılarak
(Döküm,dövme, sertleştirme ve aşırı ısıtma gibi) daha önceki işlemlerle değişen
iç yapı, yeniden ince ve düzgün normal bir iç yapıya dönüştürülür.
Tanelerin yeniden oluşması ve tane sınırlarındaki
çekirdekleşme:
Tanelerin
yeniden oluşmasına ait örnek Şekil:3.a’da
gösterilmektedir. İri taneli Şekil:3.b %6
C içeren bir çelik ısıtılırsa, sıcaklık Ac1 noktasına
eriştiğinde, perlit ve çok sayıda % 0.83
C içeren -KÇK’leri oluşur. Daha sonra, tane sınırlarında pek çok
çekirdek oluştuğundan tane sınırlarına yakın yerlerde birkaç lamelar perlit
kalır. Perlit taneleri tamamıyla -KÇK’leri tarafından çözülünce sıcaklık yükselmeye devam ederse,
-KÇK’leri yeni oluşan
ferrit tanelerini dahi çözecektir. Fakat -KÇK’leri nin fazla karbon alışı, karbon miktarı bakımından
fakir, ferrit taneleri bakımından kısmen engellenir ve sıcaklık; Ac3
noktasını geçince iç yapı yeniden %6 C içeren çok sayıda küçük, ostenit
tanelerine dönüşür.
Şekil:3a %0.6 C’lu bir çeliğin normalize edilişi ve şematik olarak iç yapı dönüşümü. [1]
Şekil:3.b
İri Taneli Ötektoid Altı Çelik [1]
Soğutma
sırasında ince taneli Ferrit ağı ve sınırlarında, Ostenit taneleri oluşur.
Sıcaklık Ac1 noktasına kadar düşünce, bu taneler de ince yapılı
Perlite dönüşürler, Şekil:3c-3d.
Şekil:3c Ötektoid altı çelikte, Perlit(koyu) Şekil:3d Şekil 1b’de gösterilen çelik
ve Ferrit (açık)
ağı
normalize tavlamasından sonra [1]
Başlangıçtaki iç yapının etkisi:
Yeni
tanelerin büyüklüğü biraz da başlangıçtaki tanelerin iriliğine bağlıdır. Fakat
birkaç defa tane değişimi ile başlangıçta çok iri taneler, istenildiği kadar
küçültülebilir.
Isıtma hızının etkisi:
Hızlı
ısıtma ile ince taneler oluşmaktadır. Çünkü dönüşüm sıcaklığı yükselir
(Hysterese) ve tane çekirdek sayısı artar. Daha sonra, artan kristalleşme
zorluğu nedeniyle, pek uygun olmayan noktalar dahi tane çekirdeği gibi rol
oynarlar.
Tavlama sıcaklığı ve süresinin etkisi:
Aşırı
ısıtma ile yani çok yüksek tavlama sıcaklığında ve uzun bir tavlama süresi
sonunda veya tavlama sıcaklığında, uzun süre bekletilen malzemenin,iç yapısı
iri taneli olarak oluşmaktadır.
Soğutma hızının etkisi:
Çok yavaş
soğutma da, bir dereceye kadar uzun ısıtma süresi gibi rol oynayarak, iri
tanelerin oluşmasına neden olur. Ayrıca Ferrit ve Perlitin lifleşme yapmasına
ve yabancı maddelerin toplanmasına neden olur. Bu mahsurlar, havadaki hızlı
soğutma ile önlenebilir. Hızlı soğutma ile, dönüşüm sıcaklığı da düşer ve
çekirdek sayısı da artar ve böylelikle oluşan çok sayıdaki Ferrit kristalleri
ve ince yapılı Perlit tanelerinin küçülmesine neden olur. Ostenit tane
sınırlarında ayrışan Ferrit ağı, mikroskobik yapıyı kapsadığından bu iç yapı
ağıda bariz bir şekilde görülmeyebilir.
Ötektoit üstü çeliklerin, normalize tavlaması:
Ötektoid
üstü çeliklere, normalize tavlaması yerine yumuşatma tavlaması işlemi yapılır.
Accm sıcaklığı üzerine kadar ısıtma da, iri taneli, bir ostenit
oluşur ve daha sonraki yavaş soğutma
sırasında sekunder Sementit ağı meydana gelir. Şekil:3.e ve bu, Sementit yumuşatma tavlaması ile çok zor
giderilebilir. Fakat bu şekildeki tavlama işlemi, bazen ara ısıl işlem olarak,
yani iri taneli sekunder Sementit ağını parçalamak ve yeniden oluşturmak için
yapılır. Hava yağ içerisinde hızlı soğutma ile iri tanelerin yeniden oluşması
önlenir veya hiç olmazsa ince yapılı yapı oluşması sağlanabilir ve buda daha
sonra yapılacak olan yumuşatma tavlaması ile kolaylıkla giderilebilir.
Şekil:3.e Ötektoit üstü çelikte, tane
sınırı sementiti. [1]
1.1.3 Tavlama İle İri Taneler Yapma:
Gaye:
Malzemenin
daha iyi talaş kaldırma özelliğine kavuşması için uygulanır. Az karbonlu
çelikler iri taneli, yani normal durumlarına göre daha az sünek hale
getirdiklerinde bu durum ortaya çıkar. Aksi taktirde talaş kaldırma esnasında
kolaylıkla yırtılmalar meydana gelir ve pürüzlü bir yüzey teşkil eder.
İç olaylar:
Tane
büyümesi nedeniyle iri taneli bir yapı meydana gelir. Tane büyümesi, çeliğin
içerindeki metalik olmayan kalıntıların tesirine yakından bağlı olduğundan,
çeliğin ergitme çeşidine göre farklılıklar gösterir.
Yüksek sıcaklıkta tavlama:
Tavlayarak
iri taneler yapmaya “aşırı ısıtmada” denir. Normalize sıcaklığına kadar
ısıtılan malzemenin Ar1 noktası sıcaklığına kadar mümkün olduğu
kadar yavaş soğutulması ile temin edilir. Böylece ötektoid altı çeliklerde iri
taneli perlit parçalanacak ve uygun tane iriliğinde, lamelar perlit
oluşacaktır. Ar1 sıcaklığının altında, soğutma daha hızlı
yapılabilir.
Uygulama alanı:
İri tane
tavlaması düşük karbonlu (<0,2 %) çeliklerde en iyi talaş kaldırma özelliğini
elde etmek amacı ile kullanılır. Yumuşak mağnetik malzemelerde (dinamo sacı) de
iri taneli bir iç yapı arzu edilir.
1.1.4 Yumuşatma Tavlaması:
Taneli perlit:
Yumuşatma
tavlamasının gayesi “küresel taneli perlit” yapmaktır. Böylece ferritik içyapı
içinde, taneli sementit, yumuşak bir malzeme oluşturur ve bunun talaşsız veya
talaş kaldırılarak işlenmesi çok kolaylaşır (özellikle derin çekme işlemleri de
kolaylaşır). Karbon miktarı %5’den daha az olan çelikler, yumuşak tavlandıktan
sonra talaş kaldırılarak işlenirken sıvandıklarından, işleme yüzeylerinin iyi
ve temiz olması sağlanamaz. Bu gibi hallerde normalize tavlaması yapılmış veya
yüksek sıcaklıklarda tavlanarak oluşturulan iç yapı tercih edilir.
İç olaylar:
Malzeme Ac1
sıcaklığının (PSK-eğrisi) hemen altında ısıtıldığında lamelli sementit perlit
içerisinde topaklaşarak küresel hale
gelir. Bu olayın nedeni cisimlerin yüzey gerilimidir.
Atomlar
(veya moleküller) yeterli derecede hareket etme kabiliyeti kazanınca, en küçük
yüzeyli bir şekil, yani bir küre haline gelmek isterler. İdeal olan şekli örnek
olarak su yağ içinde veya yağ su içinde alır. Katı cisimler içinde hareket
kabiliyeti daha düşüktür; bu nedenle ideal olan küre şekline erişilemez.
Yüzey
gerilimi sonucu lamelli perlit taneli perlit
haline geçer, Şekil:4 a.b
Şekil: 4 Yumuşatma tavlaması [2]
Sementit
lamelleri şekil değiştirebilirler. Tane sınırı sementiti bu arada daha bozulmaz
ancak tavlama sıcaklığı Ac1’in (PSK-eğrisi) üzerine çıkarıldığı
zaman kısmen ostenit içinde çözünür. Aynı anda bu sıcaklıkta perlit
kristallerinin de ostenite dönüşmesi olayı vukua gelir. Lamelli sementitin
çözünmesi belirli bir zaman ister. Her şey çözeltiye geçmeden sıcaklık
düşürülür. Çok küçük sementit artıkları böylece çekirdek vazifesi görebilirler.
Bundan ötürü sementit, perlit teşekkülü sırasında lamelar değil, küçük küresel
taneler şeklinde kristalleşir. Sıcaklığın bir çok kereler A1 dönüşüm
noktası etrafında artırılıp düşürülmesi sonucu tane sementiti ağı da beraberce
şekil değiştirir ve küresel hale gelir.
Sementit tanelerinin şekillendirilmesi:
En basit
yumuşatma tavlaması Ac1
sıcaklığına yakın sıcaklıklarda malzemeyi birkaç saat ısıtmakla yapılır. Bu
arada, sertleşmiş iç yapı soğuk şekillendirme pekleşmesi giderilir ve Perlitin,
Sementit lamelleri (uzun süre tavlandıktan sonra da) taneli perlit sementit
haline dönüşür. Bunun izahı şöyle yapılabilir. Yüzey gerilmesi etkisiyle,
Sementit lamellerinin bir kısmı, Ferrit içinde çözünür ve diğer noktalarda
tekrar ayrışır. Böylelikle, sementit küçük parçalara bölünerek küreler haline
geçer, Şekil:5.a.
Şekil: 5a
%0,73 Karbonlu yumuşak tavlanmış çelik.
[1]
Şekil:5b Alaşımsız çeliklerin,
yumuşatma tavlaması sıcaklığı. [1]
Tavlama sıcaklığı ( Pandül tavlama ):
Sementitin
kısa zamanda şekillenebilmesi için malzeme Ac1 noktası sıcaklığının
üzerine kadar ısıtılır veya bu nokta etrafında, bir aşağı bir yukarı
değiştirilir. Bundan sonraki soğutma işleminin özellikle yavaş yapılmasına
dikkat edilir. Ötektoid altı çeliklerde Ac1 sıcaklığı üzerine kadar
ısıtılınca, henüz ayrışmayan Sementit taneleri, soğuma sırasında Ar1
sıcaklığı altında, taneli Sementitin çekirdeği gibi rol oynarlar. Bu arada arta
kalan sementit, ötektoid altı çeliklerde kolayca çözünür. Çünkü Ferritin bir
kısım Sementiti çözmesiyle, Ostenit de Karbon alabilir duruma gelir. Bu nedenle
sıcaklık Ac1 in çok az üzerine çıkabilir veya en iyisi Ac1
sıcaklığının altında kalınır. Bunun yanında, ötektoid üstü çeliklerde artık
Sementit Accm sıcaklığına kadar dayanabilir. Bunun için Ac1
oldukça üzerine kadar tavlama veya pandül tavlaması yapılması gereklidir. Çünkü
büyük Sementit taneleri, küçük tanelere
göre çok daha zor çözündüğünden, pandül
tavlaması sırasında, Sementit bir araya toplaşarak küreselleşmektedir.
Yumuşak tavlama sonuçları:
Tavlama
sonunda, Sementit taneleri küçüldükçe, çelik yumuşamaktadır. Karbon miktarı %8
olan bir çeliğin yumuşatılmasında, orantılılık sınıfı, çekme mukavemeti ve
sertlik değerleri, yarı yarıya azalırken, kopma uzaması ve kopma büzülmesi
değerleri yaklaşık üç kat artar.
Yumuşak tavlama başlangıcındaki iç yapının
etkisi:
İnce lamelli Perlit (diffuzyon yolunun kısa
olması nedeniyle), iri taneliden daha kolay yumuşatılabilmektedir. Perlit
taneleri iri olduğunda yumuşatma tavlamasından daha önce, bir normalize
tavlaması yapılabilir. Keza daha önceki su verme soğuk şekil değiştirme
işlemlerinin de iyi etkileri vardır.
Uygulama alanı:
Bütün
çeliklerde talaşsız işlemler için elverişli bir başlangıç iç yapısı üretmek,
0,5% C’dan fazlasını ihtiva eden çeliklerde talaşlı işlemlere hazırlama, takım
çeliklerinde sertleşmeye hazırlık gayesi ve su verme sertliğini gidermek
maksadı ile uygulanır.
1.1.5 İç Gerilmeleri Giderme Tavlaması
Dökümden,
bir sıcaklık şekillendirmeden ve ısıl işlemden sonra kesit boyunca meydana
gelen farklı soğumalar nedeniyle, ayrıca kaynak yapma ve soğuk şekillendirme
sırasında malzeme içinde iç gerilmeler oluşmakta ve parçayı deforma etmekte
veya çatlama dahi, yapabilmektedir. Bu iç gerilmeler, tavlama, ile bir miktar
azaltılabilir. Tavlama sıcaklığı 650 ise (Ostenitik yapılı çelikler hariç) malzemenin orantılılık
sınırı ile iç gerilmeler, yaklaşık 20-40 N/mm2’ye düşer. Sıcaklık
450 iken, iç gerilmeler yarı yarıya azalır. Fakat iç gerilme
giderme tavlaması, alışkanlık olarak 550-650 sıcaklıkları arasında yapılır. Tavlama sıcaklığı Ac1’in
oldukça altında olmalıdır ki; malzemede istenilmeyen bir iç yapı değişikliği
meydana gelmesin. İç gerilme giderme tavlaması sıcaklığı daha önce yapılmış
olan meneveşleme tavlama sıcaklığının da altında bulunmalıdır.
İç olaylar:
Iç yapı gerilme giderme tavlaması sırasında değişmeye uğramaz. Yüksek
sıcaklıklarda çeliğin akma sınırı düşer, Şekil:6.
İç gerilmeler yüksek ise, malzeme kendini bırakır. Çekme gerilmesi ihtiva eden lifler uzar; basma gerilmesi altındaki
lifler ise kısalır. Bu sırada gerilmeler giderek azalır ve sonunda sadece artık
bir gerilme kalır. Artık gerilmenin büyüklüğü çeliğin tavlama sıcaklığındaki
akma sınırı kadardır.
Çelik soğuk şekil değiştirmiş ise, gerilme giderme tavlaması sonucu
yeniden kristalleştirme (tekrar kristalleştirme) neticeleri ile beraber vuku
bulur.
Şekil:6 Çekme mukavemetinin
ve akama sınırının yüksek sıcaklıklarda düşmesi
[2]
İç gerilme giderme tavlaması sırasında en önemli şart:
İç gerilme
tavlaması yapılacak parça, belirli bir sıcaklığa kadar ısıtıldıktan sonra gayet
yavaş olarak soğutulmalıdır. Soğutma sırasında, parça kesitlerinde büyük bir
sıcaklık farkı doğmamalıdır, yani soğutmanın fırında yapılması gereklidir.
Uygulama alanı:
Sıcak
dövülmüş ve dökülmüş malzemelere talaş kaldırma işlemi uygulanmadan önce, dar
tolerans aralıklı parçalara yüzey temizlemeden evvel,ve kaynak yapılmış
parçalara uygulanır.
Büyük
kaynak konstrüksiyonlarında, kaynak dikişinin yanındaki bölgeler bölgesel
olarak alevle tavlanır ve hemen arkasından su püskürtülerek gerilmeleri
giderilir. Bu işlem sırasında yapılacak işlerin çok dikkatli bir şekilde
sıralanması gerekir.
Normalizasyon
ve yumuşatma tavlamaları, gerilme giderme tavlaması ile bir arada
düşünülebilir. Bunun normalizasyon veya yumuşatma tavlaması sırasında 600 ’dan sonra yavaş bir soğutma gerilmeleri gidermeye
yeterlidir.
1.1.6. Rekristalizasyon Tavlaması ( Yeniden
Kristalleştirme )
Soğuk
sertleşmeyi gidermek ve soğuk şekil değiştirmeden sonra azalan uzama
kabiliyetini yeniden kazanmak amacı ile uygulanır.
Rekristalizasyon
tavlaması sıcaklığı alaşımsız çelikler için 600-700,alaşımlı ve yüksek oranda alaşımlı çelikler için ise 600-800’dir. Rekristalizasyon tavlaması sıcaklığı, artan şekil
değişikliği ile azalmaktadır.
Tavlama sıcaklığının etkisi:
Rekristalizasyon
tav sıcaklığı artıkça, rekristalizasyon için gerekli zaman kısalır. Böylece
örneğin: Deformasyon miktarı aynı olması halinde, alaşımsız çelikler 700sıcaklıkta 5 dakika bekletilirken, aynı işlemin 600sıcaklıkta yapılabilmesi için 2 saat gereklidir.
Tane irileşmesi:
Sıcaklık
artıkça tane irileşme hızı da artar. Bunun için kalınlığı az fakat düzgün
şekilli parçalar, ekonomik nedenlerle yüksek sıcaklıkta, fakat kısa süreli
tavlanır. Fakat büyük ve kütle dağılımı farklı olan parçalara, alçak sıcaklıkta
ve uzun süreli tavlama yapılır. Alçak sıcaklık ve uzun süreli tavlama ile, iç
yapıda oluşan iri taneler, parçaya henüz zarar verecek kadar, büyük
değillerdir.
Uygulama alanı:
Yarı
mamullere; (ince sac için soğuk hadde ürünleri, tel,boru ve profil çekiminde)
soğuk şekil verme işlemi sırasında malzeme serleştiği için işlemler arasında
malzeme yeniden şekil değiştirebilir hale getirilebilmelidir. Bu nedenle
yeniden kristalleştirme tavlamasına ara tavlama denilir. Derin çekme parçaları
içinde gerekli bir tavlama türüdür.
Derin çekme
parçalarında düşük şekil değiştirmiş bölgelerin oluşmasına engel olunamaz. Bu
bölgedeki iri taneli yapı normalizasyonla giderilebilir. Kullanılan düşük
karbonlu çeliklerde normalizasyon sıcaklığı yüksektir(900). Enerji sarfiyatının fazla olması ve aşırı oksitlenme
(kavlanma gibi) tehlikesi nedeni ile sadece “bir” yeniden kristalleşme
tavlaması ile yetinilir.
Burada bir
noktayı hatırlatmakta fayda vardır. Preste kesilmiş veya delinmiş. Makasla
kesilmiş ve presle kenar yapılmış sac ve profillerin her türlü ısıtılması
sonucunda, kaynak yapma ve alevle doğrultmada olduğu gibi, soğuk şekil
değiştirmiş bölgelerde yeniden kristalleşerek tane büyümesinin meydana gelme
tehlikesi mevcuttur.
Şekil:7.a’da, soğuk şekil değiştirmeden
sonraki bir iç yapı görülmektedir. Taneler uzamış ve daralmıştır. Yeniden
kristalleşme tavlamasından sonra, Şekil:7.b
yeni taneler normal ve yuvarlak şekilde büyümüşlerdir.
Şekil:7 Yeniden kristalleşme tavlaması
a- Soğuk şekil değiştirmiş
yapı b- Yeniden kristalleşme tavlamasından sonra
biraz daha iri taneli hale
getirilmiş iç yapı [2]
1.2 Su Verme (Sertleştirme)
Gaye:
Takım
çeliklerinin mümkün olan en yüksek sertlik derecesine ve aşınma mukavemetine
sahip olmaları istenir. Bu arada soğuk
şekil değiştirme kabiliyeti kaybolur ve süneklik çok düşer.
İç olaylar:
Ostenitin
perlit haline dönüşmesi ancak çok yavaş bir soğuma sonucu mümkündür. Soğuma
hızlandırılırsa, dönüşüm noktaları Ar3 ve Ar1 daha düşük
sıcaklıklara kayar (atomların tembelliği
= histerezis neticesinde) aynı
zamanda atomların dolaşabilmesi, yani
diffüzyon zorlaşır. Atomlar yavaş soğuma sonucu meydana getirebildikleri
kristal şekillerini oluşturacak gerekli zaman bulamazlar.
Şekil:8a Ostenitin soğuma hızına bağlı olarak yaptığı dönüşümler. [2]
Şekil:8.a’da soğumanın teşekkül eden iç
yapıya etkisi görülmektedir. 0.4% C’ lu bir çelik yavaş olarak, yani fırın
içerisinde soğutulursa aynı miktarda Ferrit ve Perlitten meydana gelen bir iç
yapı oluşur. Daha hızlı bir soğutma da, mesela hareketsiz havada, ostenit daha
az ferrit kristali ihtiva eden bir iç yapıya dönüşür. Zira GS- eğrisinin
altında başlayan ferrit teşekkülü kısmen engellenmiştir. Ferrit sürekli bir ağ şeklinde tane sınırlarında yer alır, Şekil:8.a.
Daha hızlı bir soğutma sonucu (mersela, kurşun banyosu içinde soğutma) ince
lamelar perlitten meydana gelen saf perlitik bir iç yapı teşekkül eder. Bu
arada ostenitten ferrit ayrışması tamamen engellenmiştir. Çelik şayet hepsinden
daha hızlı olarak mesela yağda soğutulursa,
perlit teşekkülü dahi engellenir ve yeni bir kristal çeşidi olan iğneli
yapıdaki martenzit ile çok sıkı perlit kristalleri meydana gelir. Perlit
kristalleri kısmen bir çekirdek etrafında büyüyerek rozet şeklini almışlardır.
Su içerisinde soğutmada ise ; perlit teşekkülü tamamen engellenmiş olur ve
ostenit bütünüyle martenzit haline dönüşür.
Tam bir
sertleşme sağlayabilmek için mümkün olduğu kadar saf bir martenzitik iç yapı
oluşturulmalıdır. Aynı sonuca perlit teşekkülünü tamamen önleyerek de varılır.
Martenzit :
Martenzit,
karbon çözündürmüş ostenitin düşük sıcaklıkta kafes dönüşümüne uğraması sonucu
karbon diffüzyonunun engellenmesiyle oluşur.
Martenzit, g- kristal kafesinin, karbon
atomlarının yer değiştirilmesine meydan verilmeden, dönüşmesi neticesinde a- Demirin kübik hacim
merkezli kristal kafesinde normal olarak
karbon atomlarına yer yoktur. Bu nedenle kafes şekil değiştirir ve tetragonal
hale gelecek şekilde uzar. Bu kristal kafesi
sürekli ( kesiksiz) kayma düzlemleri ihtiva etmediği için şekil değiştiremez.
Her türlü şekil değişimine karşı yapı yüksek
bir mukavemet (yüksek bir sertlik) gösterir. Çok büyük kuvvetler
karşısında malzeme önceden şekil değiştirmeden kırılır. Şekil:8.b’de bir martenzit birim kafesi ve mümkün olan karbon
yerleşme noktaları görülmektedir.
Şekil:8.b Martenzitin birim kafesi çizgili olarak Şekil:8.c
Soğuma hızının A3 ve
gösterilen
bölgelere bir karbon atomu
A1 noktalarının durumuna etkisi [2]
yerleştirilebilir.
Soğuma hızı
arttırıldıkça A1 ve A3 dönüşüm noktaları giderek aşağıya
kayarlar, Şekil:8.c ve belirli bir
soğuma hızının üzerine çıkılınca tamamen kaybolurlar. Yeni bir dönüşüm noktası
olan martenzit noktası Ms (martenzit teşekkülünün başlama noktası)
ortaya çıkar. Bu başlama noktası, çeliğin ihtiva ettiği karbon miktarına göre
değişen sıcaklıklarda bulunur, Şekil:8.d
üst eğri.
Bu eğrinin
üzerinde çelikler ostenitten (alt soğutulmuş ostenit de denir) meydana
gelirler. Normal olarak ostenit sadece PSK-eğrisi üzerindeki sıcaklıklarda var olabilir.kritik soğutma hızı Vk
ile soğutularak osteniti daha düşük sıcaklıklara indirmek mümkündür; ancak bu
sıcaklıklarda ostenit çok kısa bir süre varlığını sürdürebilir.
Martenzit
teşekkülü, perlit teşekkülü gibi sabit sıcaklıklarda vuku bulmaz. Şekil:8.d’deki alt eğri bütün Mf
noktalarının (f indisi İngilizce finish= son kelimesinden gelir) vukua geldiği
eğridir. Bu eğriden, yüksek karbonlu çeliklerde martenzit teşekkülünün oda
sıcaklığında daha son tutmadığı görülür. Yüksek karbonlu çeliğin Mf
noktası oda sıcaklığının altındadır. Bu tip çeliklere su verildiği zaman iç
yapıları martenzit yanında bir miktar artık ostenit’den meydana gelmesi nedeni
ile bütün iç yapının sertliğinde bir azalma olur. (Şekil:9’a bak)
Şekil:8d Martenzit teşekkülünün başlaması ve sonu
Şekil:8e Çeliklerin karbon miktarına bağlı olarak tavlama sertliği
ve su verme sertliği [2]
Uygulama usulü:
Sertleştirme
usulü üç ara işleme ayrılabilir : su verme sıcaklığına kadar ısıtma, su verme
ve temperleme. Uygulama şekli çeliğin karbon miktarına bağlıdır. Alaşım
elementlerinin tesiri de çok büyüktür. İlk olarak alaşımsız çeliklerin
sertleştirilmesi incelenecektir.
Isıtma:
Sertleştirme
için çeliğin önce “ostenitleşmesi” gerekir; yani çeliğin Ac3’ün
üstündeki sıcaklıklara kadar ısıtılması ve
perlitin tamamının (çekirdeği dahil) ostenite dönüşmesine kadar bekletilmesi
lazımdır. Isıtmada aşırıya kaçılırsa, iri ostenit taneleri teşekkül eder. Bunun
neticesinde sertleştirilmiş yapı olumsuz yönde etkilenir ve iri iğneli bir yapı
meydana gelir.
Esas
sıcaklığın altına ısıtma sonucunda hatalar doğar. Ostenit arasında, su verme
sırasında, martenzit haline dönüşemeyen ferrit artıkları kalır. Neticede
martenzitik iç yapının arasında yumuşak ferrit lekeleri görülür.
Perlit üstü
çelikler tamamen ostenit haline
getirilemezler. Bu durumda su verme sonucu sertliğin daha az olduğu görülür, Şekil.8.e’ de ki gibi. Alttaki eğri Şekil:8.e çeliklerin normalleştirilmiş
durumdaki sertliğini göstermektedir (tabi sertlik de denilebilir). Üstteki eğri
ise,su verme ile çeliğin tamamen martenzit haline dönüşmesi sonucu sahib olduğu
sertliği vermektedir. 0.2% C miktarından
daha azını ihtiva eden çelikler buna göre su verme neticesinde hemen hemen
sertleşmezler. Karbon miktarının artması ile erişilebilecek sertlik derecesi de
yükselir. 0.9 % C ihtiva eden çeliklerin en yüksek sertliğe de erişilmiş
olur. Daha fazla C ihtiva eden çeliklerin sertliği fazla değildir; buna karşılık
aşınma mukavemetleri yüksektir. Perlit üstü çeliklere yanlış sıcaklıkta (Accm
üstünde, SE-eğrisi)su verilirse, sertlikleri de gittikçe azalır ( Şekil:8 kesik çizgili eğri ). Çok
miktarda oluşan artık ostenit toplam sertliği düşürür.
Perlit üstü
çeliklerin sertleştirilmesinde en doğru sıcaklık SK-eğrisinin yaklaşık 40
üstündedir;
yani 760 dir. Şekil:8.e’de,
solda 1.3 % C miktarlı bir çeliğin doğru sertleştirilmiş iç yapısı
görülmektedir. Tane sınırı sementitinin daha önce yumuşatma tavlaması ile
taneli hale getirilmesinde yarar vardır. Sertleştirilmiş bu iç yapı Şekil:9.a martenzitik bir ana kütle
içerisindeki sementit taneciklerinden meydana gelmiştir. Şekil:9.b’de sağda ise, aynı çeliğin 1100’de iken su verilmiş hali görülmektedir. Bu sıcaklıkta ikinci
sementit ostenit içerisinde çözünmüştür. Tane büyümesi meydana gelir. Su
vermeden sonra iri iğneli bir martenzitik yapı ve çok miktarda artık ostenit
ortaya çıkar. Toplam sertlik daha düşüktür.
Şekil:9
1,3 % karbonlu, alaşımsız bir çeliğin iç yapısı
a-Doğru sertleştirilmiş, şekilsiz bir b- Aşırı ısıtılarak setleştirilmiş,
yumuşak
yapı içerisinde taneli
sementit. artık ostenit içerisinde kaba martenzit
iğneleri. [2]
Perlit üstü
çelikler sertleştirilmeden önce yumuşatıcı bir tavlamaya (yumuşatma
tavlamasına) tabi tutulursa, sementit taneni bir şekilde yapıda bulunur ve
sertleştirme sırasındaki ısıtma işleminde ostenit içerisinde daha kolay
çözünebilir. Bunun neticesinde yüksek sıcaklıkta bekleme süreleri kısalır ve
tane irileşmesi tehlikesi azalır.
Su verme :
Su verme
ortamı, çeliğin ısısını, parçanı kritik soğuma hızını aşacak şekilde,
emmelidir. Ancak bu şekilde ostenitten martenzitik bir iç yapı teşekkül eder.
Kritik soğuma hızı vk çeliğin kimyasal bileşimine bağlıdır ve
alaşımsız çeliklerde karbon miktarı azaldıkça bu hız yükselir. Alaşım
elementleri, özellikle manganez kritik soğuma hızını düşürürler, Tablo:1.
Tablo :1 Manganez miktarına bağlı olarak
kritik soğuma hızı
Şekil:10 Çeşitli sıcaklık
bölgelerinde
ostenitin parçalanması
Yüksek
soğuma hızının oda sıcaklığına inilinceye kadar devam etmesine gerek yoktur.
Sadece ostenitin perlite dönüşmesini önlemek yeterlidir. Şekil:10’da görüldüğü gibi, bu dönüşüm 550civarında özellikle çabuk vuku bulmaktadır. Bu sıcaklıkta
ostenit saniyeden daha kısa bir zamanda derhal ince lamelli perlit haline
dönüşür. Osteniti dönüşüme uğratmadan (vk’dan daha hızlı soğutarak)
yaklaşık 300sıcaklığına indirebilmek mümkün olursa, dönüşümün vuku bulma
hızı oldukça yavaşlar. Bu sıcaklıktan itibaren çelik daha yavaş soğutulabilir. Ms sıcaklığında
martenzit teşekkülü başlayana kadar oluşacak perlit miktarı çok azdır. Bu
olaydan gecikmesiz (bekletmesiz) serleştirme usulünde faydalanılır.
Tamamen sertleştirme:
Kalın
kesitli parçalarda, çeliğin kötü ısı iletim kabiliyeti büyük sıcaklık
farklarının ortaya çıkmasına sebep olur. Parçanın dış yüzeylere yakın kısımları
doğrudan su verme ortamı ile temas halinde bulunduğundan iç (merkez)
kısımlarından daha düşük sıcaklıkta bulunur. Parçanın dışı oda sıcaklığına
indirildiğinde içi daha 200....400 sıcaklıkta bulunur.
Merkezde kritik soğuma hızına erişilmediğinden martenzitik iç yapı teşekkül
etmez. Malzeme bu nedenle tamamen sertleşmemiştir; yalnız kısmi sertleştirme
derinliğine kadar martenzitik bir yapıya sahiptir. Merkeze yaklaştıkça giderek
daha fazla ince lamelli perlit görülür.
Alaşımsız
çeliklerin kısmi sertleşme derinlikleri yaklaşık olarak 5....7 mm arasındadır;
yani maksimum 15 mm çapındaki yuvarlak bir parçanın tamamen sertleşmesi ancak
mümkün olabilmektedir. Kısmi sertleşme derinlikleri şu şekilde büyütülebilir:
1 – Daha yüksek sertleştirme sıklıkları uygulayarak. Bu
tedbir tane irileşmesi tehlikesi nedeni ile sınırlanmıştır. Aksi taktirde iri
iğneli martenzitik bir yapı oluşur. Perlit üstü çeliklerde ise artık ostenit oranı yükselir.
2 – En uygun soğutma tesiri gösterecek su verme
ortamları. Mesela, suya 10 % Na OH veya siyan tuzu ilave edersek maksimum
soğutma alanı genişler. Tuzlu su uzun süren kaynama periyodunda dahi parçadan
fazla ısı çektiğinden, parça merkezinde de kritik soğuma hızının aşılması
mümkün olur.
İdeal bir
su verme ortamı en yüksek soğutma kabiliyetini, parçanın dış kısımları perlit
teşekkül sıcaklığına yaklaştığında, etki eritir ve ancak parça merkezi de bu
sıcaklığı, dönüşüme uğramadan atlattıktan sonra, soğutma hızını düşürür.
Isı
gerilmelerinin artma ihtimali ve çatlama tehlikelerinin mevcut olması nedeni
ile tuzlu suyun kullanılma alanı sınırlanmıştır.
3-Alaşımlı çeliklerin kullanılması. Sertleştirme
sıcaklıklarında ostenit içinde “çözelti” halinde bulunan alaşım atomları perlit
teşekkülü sırasında diffüzyona uğrarlar. Diffüzyon sırasında perlit teşekkül
eder. Şekil:10’daki “burun” kısmı bu
nedenle kısalır ve daha düşük sıcaklıklara kayar; ya...kritik soğma hızı
küçülür, Tablo:1. Bu nedenle normal
bir soğutma ile kalın parçaların merkezlerinde daha kritik soğuma hızı
aşılabilir. Parçanın kesiti büyüdükçe birleşimdeki alaşım elementi oranı da
artmalıdır.
Alaşımlı
çeliklere bu nedenle genel olarak yağda su verilir. Yüksek miktarda krom ve
manganez ihtiva eden çelikler ise, hareket halindeki havada
sertleştirilebilirler. Daha yüksek miktarda alaşım ihtiva etmesi hallerinde,
mesela 15 % Ni ve 0.4 % C, yavaş soğutma sırasında dahi perlit dönüşümüne
uğramayan ostenitik durumdan derhal martenzitik hale geçen çelikler meydana
gelir. Bu çeliklerin kullanma alanı geniş değildir; zira sadece taşlanarak
işlenebilirler.
Çeliklerin
ihtiva ettikleri alaşım elementlerinin oranları tolera edilmiştir. Alışımsız
çelikler bile 0.8% mangenez ve 0.5% silisyum ihtiva eder. Çeşitli şarjlardan
gelen aynı çelik çeşitleri bu nedenle farklı kuvvetle sertleşirler. Benzer
şekilde bir çeliğin sertleşme sırasında göstereceği davranışlar, çeliğin
ergitilme ve dökülme usullerine de bağlıdır. bunun nedeni çeşitli üretim
usulleri sırasında iç yapı içerisinde kalan çok küçük metalik olmayan
kalıntılardır. Bunlar su verme esnasında istenmeyen bir olay olan perlit
teşekkülünü başlatan çekirdekleri meydana getirirler; yani sertleşme
kabiliyetini azaltırlar. Aynı nedenle çeşitli yarlerden alınmış çelikler de
sertleşme farklı şekillerde gerçekleşir.
Sertlik gerilmeleri ve sertleşme dolayısıyla meydana
gelen çekmeler:
Atölye
çalışmaları sırasında su verilmiş parçaların ölçü ve şekil değişimine
uğradıklarını görmüşüzdür: uygun olmayan durumlarda çatlamaların oluşması dahi
olağandır. Bu çatlamalar, düzensiz soğuma nedeni ile parçanın içerisinde hasıl
olan iç gerilmelerden dolayı ortaya çıkar.
Malzeme su verme ortamına batırıldığında dış yüzeyleri derhal soğur ve kendini çeker; ancak halen sıcak olan merkez, bu hareketi engellemeye çalışır, Şekil:11. Dış yüzeyde çatlamalara neden olabilecek çekme gerilmeleri meydana gelir. Soğumanın devamı sırasında bu defa parçanın merkezi kendini çekmek isteyecek ve soğuk dış yüzeyler tarafından engellenecektir. Merkezde çekme gerilmeleri hasıl olur ve iç çatlamalara neden teşkil eder.
Şekil:11
Su verme sırasında ısıl gerilmelerin teşekkülü [2]
Bu
gerilmeler merkezle cidar arasındaki farklı sıcaklıklar dolayısıyla
oluştuklarından, ısıl gerilmeler olarak adlandırılır. Ayrıca dönüşüm
gerilmeleri de su verme esnasında görülür. Martenzit genişlemiş olan kristal
kafesi ile 1 % oranında bir hacim büyümesine neden olur. Dış yüzeyler
martenzitik yapıya dönüşürlerse ve merkezde daha sertleşmemiş ise, merkezdeki
çekme gerilmeleri yükselir.
Simetrik
parçalarda bu gerilmeler genellikle birbirini denge halinde tutarlar. Simetrik
olmayan parçalarda ise kısalmalar (çekilmeler) görülür. Çatlaklar hatalı
bölgeler olduklarından malzemenin hazırlanması sırasında yeni işlemler
gerekebilir ki, martenzitik yapıda bu ancak taşlama ile mümkündür. Ekonomik bir
malzeme hazırlama yolu, düşük gerilmeli sertleştirmedir ve şu şekilde yapılır:
1- Su verme ortamı çeliğin karakterine tam uygun olarak
seçilir; yani her sıcaklıktaki su verme etkisi; sadece perlit teşekkülüne engel
olacak büyüklükte bir su verme ortamı kullanılır. Daha büyük soğutma etkisi
istenmez. Bu şekilde ısıl gerilmeler mümkün olan en düşük değerlerde tutulur.
2- Su verme sırasındaki ani sıcaklık düşüşü iki
kademeye bölünür. Bu iki kademe arasında yaklaşık olarak 300.... 400ısıl gerilmeler dengelenir; zira çelik halen ostenitik
durumdadır. Yani düşük sıcaklıklara göre daha sünektir. Dönüşüm gerilmeleri,
ancak soğumanın ince kademesinde ortaya çıkar. düşük gerilmeli sertleştirmenin
diğer bir imkanı da inkıtalı (kesikli) sertleştirme ve sıcak banyo içerisinde
sertleştirme usullerinde uygulanır
Düşük gerilmeli su verme sertleştirmesi
Düşük
gerilmeli su verme sertleştirmesinde, çeliğe iki bölümde su verilir: İlk önce
çabuk tesir eden bir madde ile perlit teşekkül bölgesi atlatılır ve
ostenit-perlit dönüşümünün çok yavaş vuku bulduğu bir sıcaklığa indirilir. Daha
sonra orta hızda soğutan bir madde kullanılarak çelik oda sıcaklığına kadar
soğutulur. Isıl ve dönüşüm gerilmeleri bu sırada aynı anda ortaya çıkmazlar.
Kesikli su verme:
Çeliği ilk
önce suda su verilir. Daha sonra çıkarılarak yağ içerisinde oda sıcaklığına
kadar soğutulur. Çeliğin suda kalma süresi, sertleştirme işinin yapan kişi
tarafından tecrübelere dayanılarak tespit edilir, Şekil:12.
Şekil:12’de de görüldüğü gibi, kesikli su
vermede, çelik su içerisinde Ms noktasının biraz üzerine kadar soğutulur ;
sonra oda sıcaklığına kadar olan soğutma yağda yapılır.
Kademeli sertleştirme
(sıcak banyo sertleştirmesi, termal sertleştirme):
Kademeli
sertleştirmede ısıtma ve su verme ortamları olarak tuz eriyikleri ve sıcak
yağlar kullanılır. Çelik kademeli olarak ısıtılır. Mesela, ilk önce oda
sıcaklığındayken 300da ki bir banyoya daha sonra 600 ’da ki bir banyoya, son olarak da sertleştirme sıcaklığındaki
bir banyoya batırılır (koyulur). Isıtma işlemi, bütün yapı aynı sıcaklığa
gelene kadar sürdürüldükten sonra, martenzit noktası sıcaklığının (Ms) biraz
üzerindeki bir banyoda su verilir. Çelik, banyo içerisinde bir süre
bekletilerek sıcaklığın yapı içinde eşit bir şekilde dağılması sağlanır. Bu
sıcaklıkta çelik daha ostenitik yapıda olduğu için hızla dönüşüme uğraması imkanı mevcuttur. Ancak martenzit noktasından
oda sıcaklığına yapılan bir soğutmadan sonra bu tehlike ortadan kalkar ve yavaş
yavaş martenzit oluşmaya başlar. Bu
soğutma işlemi hareketsiz havada veya yağda yapılabilir, Şekil:12.
Şekil:12 Su verme çeşitleri [2]
1-Normal su
verme sertleştirmesi
2-Kesikli
su verme
3-Kademeli
sertleşrime
Tuz
banyoları ısıyı yağ veya suya göre daha yavaş çektikleri için bu tip
sertleştirmeler sadece küçük kesitli, alaşımlı çelikler için kullanılır. Yüksek
alaşımlı çelikler kesitleri büyük olsa dahi, tuz banyolarında
sertleştirilebilir.
Temperleme :
Bütün
hatasız su verilmiş parçalar cam
sertliğinde ve cam kırılganlığındadır. İstenilen şekilde kullanılmaları için
belirli bir sünekliğe gerek vardır. Aksi taktirde basit bir darbe sonucu derhal
kırılırlar. Bu sünekliğe temperleme sonucu erişilir. Temperlemenin manası su
vermeden sonra tekrar ısıtmadır.
Temperleme
sıcaklıkları 150....650 arasındadır ve çelik çeşidi ile çeliğin ısıl işlemden
sonra hangi gaye ile kullanılacağına bağlıdır. çeliğin özellikleri Şekil:13’de de görüldüğü gibi
temperleme sıcaklığının yükselmesi ile değişir. Yüksek sertlik ve mukavemet
başlangıçta çok az etkilenir; daha sonra bu değerler kuvvetle değişerek
yumuşatma tavlamasına uğramış durumdaki değerlere yaklaşırlar. Uzama kabiliyeti
ve süneklik ise ters olarak değişir.
Belirli temperleme sıcaklıklarında malzeme en yüksek
süneklik değerine erişir ki, bu değerin normalleştirilmiş durumdakinden
daha yüksek olması mümkündür. Her
malzemenin kendisine ait bir temperleme diyagramı vardır.
Şekil:13 Islah etme diyagramı. Temperleme sıcaklığının, cam sertliğine erişecek şekilde su verilmiş % 45
karbonlu bir çeliğin
özelliklerine etkisi [2]
İç olaylar:
Temperleme
sıcaklığının artmasıyla ısıl gerilmeler sertlik azalmayacak şekilde, birbirlerini dengelerler ve bu arada kırılganlık da düşük
seviye ye indirilir. Bu gerilme giderme işlemi için 180’ye kadar olan sıcaklıklar gereklidir.
Sıcaklığın
yükselmesiyle aynı anda karbon atomları da
martenzit içerisinde zorunlu çözelti halinde bulundukları durumdan kurtularak daha kolay diffüzyona uğrarlar.
Martenzit karbon atomlarının yapıdan itilmesiyle ferrit haline dönüşmek ister.
Yaklaşık olarak 200 da ilk önce
martenzitin tetragonal halde uzamı kristal kafesi kısalır ve karbon atomları
tek tek martenzit kafesini terk ederek ince karbür parçaları (mikroskopta görülmez) halinde bir araya
gelir. Artık ostenit ise, kübik martenzit haline dönüşür. Kübik martenzit
birim kafeslerin bazılarında, karbon atomları ihtiva eden büyümüş bir a- kafesidir.
Temperleme
sıcaklığı yükseldikçe karbonun diffüzyonu giderek kolaylaşır ve gittikçe daha
iri karbür taneleri topraklaşır. Bu taneler görülebilir hale gelmiştir ve 700 civarındaki bir
temperleme sıcaklığında içyapı taneli
bir perlite benzer. Karbürün yapı içerisinde ayrışması ile martenzitin
sertliği de azalır. Ferrit miktarının çoğalması neticesinde ise, uzama
kabiliyeti ve süneklik artar.
Uygulama usulü:
Parçalar su
verme işleminin hemen ardından şekil ve büyüklüklerine göre hava, metal
banyosu, tuz banyosu, kum banyosu veya sıcak tepsiler içinde ısıtılır ve
yaklaşık olarak iki saat süre ile temperleme sıcaklığında tutulur.
Temperleme
aslında bir diffüzyon olayı olduğundan hem sıcaklık hem bekletme süresi
temperleme işlemini etkiler. Daha yüksek sıcaklıkta kısa süre bekletme veya
daha düşük sıcaklıkta uzun süre bekletme ile aynı neticeye varılır.
Sıcak işlem çelikleri yani dövme kalıplarının ve
plastik (suni) malzemeler için presleme kalıplarının yapıldığı çelikler, bu
nedenle işletmede kullanıldıkları sıcaklıkların 50....100 daha üstünde
temperlenmelidirler. Aksi taktirde malzeme kalınlığı yerdeki sıcaklığın
etkisiyle temperlenmeye devam ederek sertliğini kaybeder; ölçü veya şekil
değişimine uğrar.
Keski ve
zımba gibi basit aletlerin yalnız zorlanma etkisi altında kalacak uçlarına su
verilir ve geriye kalan ısı ile tekrar temperlenir. Parlak bir şekilde yüzeyi
düzeltilmiş keski üzerinde arta kalan
kalınlıklarda oksit tabakaları teşekkül
eder. Bu nedenle meneviş renkleri de oluşur. Meneviş renklerinin yardımı
ile temperleme sıcaklığı tahmin edilebilir. Kolay oksitlenmeyen alaşımlı
çeliklerde bu usûl güvenilir değildir. Temperlemeden sonra ısıl gerilmelerin
teşekkülünü önlemek için parça oda sıcaklığına kadar yavaş olarak soğutulur.
Sadece belirli cins alaşımlı çelikler için temperleme sıcaklığından sonra hızlı
bir soğutma istenir.
1.2.1
Çeliğin Serleştirilmesi Sırasında Cereyan Eden Olaylar
Yavaş soğutma sırasında perlitin oluşması:
Alaşımsız
bir Ötektoid çeliği (% 83 C’lu) g- bölgesinden yavaş soğutulursa, Ar1 sıaklığından
itibaren iki olay cereyan etmektedir.
1.
Karbon g-kafes sistemine diffüzyon ederek, karbonca zengin Fe3C
lamelleri ve aralarında, karbonca farklı Ostenit lamelleri oluşur.
2.
Karbonca fakir ymk’li g-KÇK kafes sistemindeki
Ostenit lamellerinin dönüşümü ile, hmk a-kafes sisteminde, ferrit lamelleri oluşur.
Sabit
sıcaklıkta cereyan eden bu iki olay sonunda, kaba çizgili Perlit bölgesi,
Ostenit tane sınırlarından itibaren tanelerin içine doğru büyüyerek, onları
ortadan kaldırır.
Şekil:14 [1]
Hızlı soğutma etkisi:
g- bölgesinden hızlı soğutma
yapılırsa karbonun diffüzyonu ve kafes sistemindeki değişme, çeşitli şekillerle
olur.
1.
Diffuzyon: Karbonun kafes sisteminde, diffuzyonla yer değiştirmesi, atomar
olarak uzunca bir yol kat edebilmesi için, belirli bir zamana gerek vardır.
Soğutma hızının artması ile, diffüzyon süresi ve diffüzyon yolu küçülür. Ayrıca
diffüzyon küçük sıcaklıklara kadar devam eder. Diffüzyon olayı, sıcaklıkla
azalır ve bir süre sonra ise tamamıyla durur.
2. Kafes
sisteminde değişme: Bunun yanında kafes sistemindeki değişme, basit ve hızlı
olur. Ymk’lı a-kafes
sistemi, tetrogonal hacim merkezli sistem gibi görülebilir. Bunun düşey yönde
basılması ve yatay olarak çekilmesi ile, hmk’lı
kafes sistemi yapılabilir. Bu sırada atomlar, kafes sistemi
parametresinden daha kısa yer değiştirirler. Ar1 altına kadar hızlı
soğutmada, ostenit içindeki dönüşüm zorlanır. Çünkü ymk’lı g-kafes sisteminin
stabilizesi, azalan sıcaklıkla kaybolur (dönüşüm hakikatte basit bir sıkışma
olmayıp, çok kısa bir süre içinde, kafes sisteminin, kayma dönme yapmasıdır. Bu
nedenle bu olaydan “Katlanma” olarak da
söz edilmektedir).
Suya sokma sırasında cereyan eden olaylar:
Suya sokma
suretiyle, soğutma hızı çok fazla artırılırsa, diffüzyon tamamıyla durur.
Ayrışmakta olan karbona bakılmaksızın, kafes sistemi katlanır. a-kafes sistemi fazla miktarda
karbon ihtiva ettiğinden katlanma olayı tamamlanamaz. Böylece hmk’lı a-kafes sistemli ferrit
oluşmayıp, karbon tarafından yenmiş ve parçalanmış tetragonal kafes sistemli
(A. Martans’e izafeten) Martenzit oluşur. Martenzit, metallografik kesitte iğneli
bir yapıda olup malzemenin mukavemetini
ve sertliğini çok fazla artırırken, kopma uzamasını sıfır değerine düşürür.
Tetragonal
Martenzit, Ferrite göre daha fazla miktarda karbonu çözdüğünden, hacmi
büyüktür. Bu hacim artışı, elementer kafesteki parametrelerle hesap edilebilir.
Ayrıca bu dönüşüm, Dilatometre eğrisindeki ani boy değişmeleri ile Şekil:16’da tespit edilebilir.
Bir
ötektoid çeliğin ısıtılmasında, Perlitin, Ostenite dönüşümü 723da tamamlanır. Fakat su verme sırasında, Ostenitin dönüşümü
200 da başlar ve hacmi
başlangıçtakinden daha büyük olur.
Şekil:15 Kafes sitemlerinin gösterimi [1]
Şekil:16 Karbonlu bir çeliğin: Isıtılması ve
su verilmesi halindeki dilatometre eğrisi
[1]
Kafes
sistemindeki parçalanma, karbon
miktarıyla orantılıdır. Tetragonal dönüşüm ve Martenzitin hacim artması, karbon
miktarı ile lineer olarak artmaktadır. Bu arada elementer kafes
sisteminde,karbon atomları mümkün olan her yere taşınır. Fakat hakikatte:
örneğin bir Ötektoid çeliğin her 12 elementer kafesinde, bir C atomu bulunur.
Böylece hacim artması % 2.5 olarak hesaplanmakta, fakat % 1 olarak ölçülmektedir. – Karbon miktarıyla
erişilebilen sertlik değerleri Şekil:21’de
gösterilmektedir.
Aşırı soğutma eğrileri:
Fe-C diyagramındaki denge durumu eğrilerinin, aşırı soğutmada
nasıl değiştiği Şekil:17’de
gösterilmiştir.
Sorbit:
Soğutma
hızının hafif artırılması halinde perlit noktası birbirinden ayrılarak, daha küçük
sıcaklıklara kadar kayar. Soğutma hızı = 50-200 k/s ‘ye kadar artınca, çok ince
lamelar perlit ayrışır (H.C. Sorby’ye izafeten) ve buna “sorbit” denilir.
Sorbitin oluşumu bir gecikmeyle olmaktadır. Yani malzeme, dönüşümden açığa
çıkanısı ile ısınır ve Perlit oluşumu (bu aşırı soğutma halinde bile) sonuna
kadar devam eder.
Şekil:17 Alaşımsız çeliklerin, aşırı
soğutma eğrileri [1]
Troostit:
200 K/s den
daha hızlı soğutmada, iç yapı dönüşümü başka bir kademeye sıçrar. Eğer soğutma
hızı 300 K/s olursa, örneğin Ostenit dönüşümünden yaklaşık 510 ye kadar kalır.
Buradaki iç yapı ancak (elektron mikroskopu ile) çok fazla büyütüldüğünde, (pek
ince lamelar Perlitten oluştuğu) tanınabilir ve buna (L. J. Troos’a izafeten)
“Troostit” denilir. Hızlı soğutmadan
dolayı, bir karışıklık olmaktadır ve dönüşüm sonuna kadar gerçekleşemez.
Ostenitin bir kısmı, çok hızlı soğuduğundan, üçüncü bir soğutma kademesi
“Martenzit .kademesine” sıçrayarak, Martenzite dönüşüm olmaktadır, Şekil:18.
Şekil:18 Trostit ( koyu renkli) ve Martenzit (açık renkli) [1]
Perlit kademesi:
Perlit, Sorbit ve Troostitin oluşumu genelde “Perlit
kademesi” olarak da adlandırılır. Bunların meydana gelişleri soğutma hızına
bağlıdır. bunun yanında martenzit oluşumunun, başlangıç ve son noktaları
sabittir ve soğutma hızına bağlı değildir. Bu iç yapıların oluşumları, Şekil:19’da %5 C içeren çelik (C50) için,
gösterilebilmektedir.
Alt ve üst, kritik soğutma hızları:
Martenzit
yanında Troostitin de meydana geldiği soğuma hızı “alt kritik soğutma hızı”
Troostit olmayan, yalnız Martenzit, bazen de Artık Ostenit olma halinde ki
soğuma hızı da “üst kritik soğuma hızı” olarak tanımlanır. Eğer kritik soğuma
hızından söz edilirse, daima üst sınır anlaşılmalıdır.
Şekill:19 0.5 % C’lu çeliğin, iç yapı dönüşüm sıcaklığının, soğuma [1]
hızı ile değişimi
Karbon
miktarının etkisi:
Bir çeliğin
soğuma hızı, yalnız alaşım elemanlarına değil aynı zamanda, karbon miktarına da
bağlı olarak da değişmektedir, Şekil:20.
Şekil:20 Alaşımsız çeliklerde kritik soğuma
hızının, karbon miktarı ile değişimi. [1]
Şekil:17’de gösterildiği, gibi örneğin: %
1,2 karbonlu bir çelikte 300 K/s lik soğutma hızı Perlit kademesinin dönüşümünü
geciktirir. Bunun yanında % 0,3 karbonlu çelikteki dönüşüm için 900 K/s lik bir
soğutma gereklidir.
Artık
Ostenit:
Karbon miktarı fazlalaştıkça Ostenit stabilleşir. Böylece
martenzit değişimi için olan, başlangıç ve son dönüşüm sıcaklıkları daha düşüktür.
Böylece iç yapıda ortam sıcaklığında daha henüz dönüşememiş (yumuşak) artık
ostenit kalır, Şekil:21.
Şekil:21 % 1.22 C’lu çeliğe 1050sıcaklıktan su verilmiş: Martenzit (koyu)
ve
artık ostenit (açık) [1]
1.2.2
Su Verme Sıcaklığı Başlangıçtaki İç Yapının Etkisi
Ötektoid altı çelikler:
Ötektoid
altı çelikler Ac3 sıcaklığının yaklaşık 50üzerinden sıcaklıklardan suya sokulur, Ötektoid üstü çelikler
ise Ac1 sıcaklığının yaklaşık 50üzerinden suya sokulur,Şekil:22.
Şekil:22 Alaşımsız çeliklerin, Karbon
miktarına bağlı olarak,su verme sıcaklıkları.
[1]
Ötektoid üstü çelikler:
Ötektoid
üstü çelikler sertleştirilirken Accm sıcaklığının üzerinden suya
sokulursa, bileşiminde fazla karbon bulunması nedeniyle, iç yapısında fazla
miktarda “Artık Ostenit” kalacak ve sertlik yeteri kadar yüksek olmayacaktır, Şekil:23. Ayrıca yüksek sıcaklıkta
tavlamakla, iri taneli Ostenit ve iri taneli Martenzit oluşacaktır.
Şekil:23 Normalize tavlaması yapılmış ve su verilmiş alaşımsız çeliklerin,
Karbon miktarına bağlı olarak, sertlik değerlerinin değişimi.
[1]
Eğer
Ötektoid üstü çelikler Ac1 sıcaklığının biraz üzerinden suya
sokulursa yaklaşık %0,9 C’lu çelikten Martenzit meydana gelir, böylece iç
yapıda çok az miktarda da “Artık Ostenit” kalır. Geri kalan fazla karbon ise
sekonder semenit ile birleşir ve bunun sertliği ise, Martenzite yakındır fakat
daha gevrektir.
Sertleştirmek için hazır olarak, daha yumuşak tavlama
yapılması:
Ötektoid ve
Ötektoid üstü çeliklere su verebilmek (sertleştirebilmek) için, malzemenin daha
önce yumuşak tavlanması faydalıdır. Yumuşak tavlamada sementit ince taneli ve
düzgün olarak dağılmıştır. Böylece su verme sıcaklığında (sekunder Sementitten
başkaları) kolayca ayrışır, ayrıca Sementit taneleri artığı da kalmaz. Perlit
oluşumunda çekirdek olarak, ince taneli Sementit etkilendiğinde, serleşme
derinliği azalır. Bu nedenle mevcut Sementit ağı, daha önceki bir yumuşatma
tavlaması ile giderilmelidir. Çünkü aksi halde sertleştirilmiş iç yapı, gevrek
olur.
Alçak su verme sıcaklığı:
Alçak su
verme sıcaklığı, sertleşme sıcaklığında kısa süre tutma gibi etki yaparak, geri
kalan karbür tanelerinin tamamıyla ayrışmasını sağlamaz. (Bu olay Martenzit
kademesi yerine geçerek) perlit dönüşümünde, çekirdek gibi rol oynar. Ayrıca
Martenzit oluşumu için, az miktarda Karbon ayrıştığından, istenilen sertlik,
temin edilemez.
Yumuşak lekeler:
Eğer bir ötektoid
altı çeliği Ac3 ve Ac1 arasındaki bir sıcaklıktan suya
sokulursa iç yapıda, yumuşak ferrit taneleri kalarak, yumuşak lekelerin
oluşmasına neden olur.
Aşırı derecede yüksek su verme sıcaklığı:
Su verme
işlemindeki aşırı derecedeki yüksek sıcaklık, su verme sıcaklığında uzun süre
bekletilmekte olduğu gibi, iri taneli Ostenit ve iri taneli Martenzit oluşumuna
neden olur ve ayrıca çeliğin gevrekliği de artar ve kırılma yüzeyi de, iri
taneli görünür. Ayrıca, Artık Ostenit miktarı da ve tanelerin irileşmesi
nedeniyle, Ostenitin çözülme direnci (dayanıklılığı) da artmış olur.
1.2.3. Sertlik Gerilmeleri
Sertlik çatlaması :
Sertleştirme
tavlaması sıcaklığından, su verme sırasında çelikte, Martenzit oluşumu
nedeniyle bir hacim artışı olacaktır ve ayrıca kesit boyunca soğumanın farklı
olması dolayısıyla da, deformasyon ve iç gerilmeler oluşacaktır.özellikle
simetrik olmayan parçalarda, farklı şekilde çekme olayı nedeniyle, parçanın
deformasyonu hatta, çatlaması bile mümkün olmaktadır. Sertleştirme nedeniyle
yırtılmalar, bazen su verme sırasında veya hemen sonra, bazen de haftalarca
sonra olabilir. Bu nedenle su verilmiş çeliğe, ısıl işlemden hemen sonra
yaklaşık ¾ saat süre ile 100-150 da tavlama yapılmalıdır. Bu işleme “meneveşleme” denilir.
Böylece sertlikten fazla kayıp olmadan iç gerilmeler oldukça azalacağı için,
parçanın çatlama tehlikesi de ortadan kalkar.
1.2.4. Soğutma Maddesi
Soğutma maddesi seçimi:
Soğutma
maddesi öyle seçilmelidir ki; soğutma hızı, çeliğin kritik soğutma hızından
daha büyük olsun. Böylece soğutma hızı, hava, yağ ve su ile büyüyecek şekilde
temin edilebilir.
Soğutma etkisinin artırılması;
Suya (%10
NaOH) katılarak, buharlaşma sıcaklığı düşürülür. Böylece, soğutma işlemi
sırasında oluşan buhar habbelerinin, parça yüzeyine yapışarak, soğutma hızına
fena etkisi ortadan kalkar. Ayrıca soğutma maddesinin hızlı hareketi ile buhar
kabarcıkları yok olur.
1.2.5. Sertleştirme Derinliği
Su verme
sırasında, parçanın cidarından orta kısmına doğru soğuma hızı azalır ve
sonunda, çeliğin kritik soğuma hızının
altına düşer ki ; buralarda artık Martenzit hiç oluşmaz fakat Troostit
(ile biraz Martenzit) veya Sorbit meydana gelir. Alaşımsız(yani yalnız karbon
alaşımlı) çeliklerden mamûl yaklaşık 10 mm çap kalınlığına kadar olan parçalar,
parça ortasına kadar sertleştirilebilirler.
Şekil:24 Kritik soğuma hızının, alaşım
elemanları ile düşürülerek,
sertleştirme derinliğinin artırılışı.
[1]
Sertleştirme derinliğinin artırılması:
Sertleştirme
sıcaklığı yükseltilerek daha derin bir bölgeye su verilebilir. Bu şekilde,
öncelikle ince karbür artıkları çözülebilir ve böylece istenmeyen perlit
kademesi için, çekirdek olarak etkilemesi ortadan kalkar ve ayrıca çözülebilmeye
dayanıklı iri taneli Ostenitik yapı oluşur. Bu sırada artık Ostenit miktarı da
artacağından ve iri taneli Martenzitin oluşumu da kolaylaşacak ve sertleştirme
derinliğinin artması da büyüyen Ostenit taneleri nedeniyle sınırlanmış
olacaktır.
Kritik soğuma hızının düşürülmesi:
Sertleştirme
derinliği, Ostenit içinde ki karbonun diffüzyonu önleyici kritik soğuma hızını
düşüren, alaşım elemanları katılarak artırılabilir. Bu alaşım elemanları (artan
etkileme sırasıyla) w, Ni, Mn, Cr, Si ve Mo’dur. Fakat bunlar arasında daha çok
Mn, Cr ve Ni kullanılmaktadır. Bu cins alaşım elemanları yardımıyla, hatta
havada bile, parçanın ortasına kadar sertleştirmek mümkün olabilir, Şekil:24. Sertleştirme işlemi
nedeniyle, deforme olmayı ve sertlik yırtılmalarını önleyebilmek için,
tabi ki parçayı, orta kısmına kadar
sertleştirmekten vaz geçilebilir ve daha yavaş etkileyen bir soğutucu ile
yetinilebilinir.
1.2.6. Sıcak Banyoda Sertleştirme
Perlit dönüşümünün engellenmesi:
Sertleştirme sırasında, Perlit dönüşümünü 700-400 sıcaklıklar arasında yapabilmek için çok ani soğumaya gerek vardır. Böylelikle, Ostenit’in aşırı soğutulması mümkün olur ve bundan sonraki soğutma ise yavaş cereyan edebilir, Şekil:25.
Şekil:25 %
0.83 C’lu alaşımsız çeliğin,her dönüşüm kademesindeki, dönüşüm hızları. [1]
Çatlama tehlikesinin azaltılması :
Sertleştirme
işlemi sırasında değişen sıcaklık, iki bölgeye ayrılır. Böylece iç yapı
dönüşümü gerilmeleri ile büyük miktarda termik gerilmeler ve bunların neden
olduğu çatlama tehlikesi azalabilir.
Çok faydalı bir yazı olmuş elinize sağlık fakat resimler gözükmüyor düzeltme şansınız var mı?
YanıtlaSil